Hayatım Tehlikedeyken
Birkaç yıl önce, yaşlı bir keşiş Tibet’teki hapishaneden kaçtıktan sonra Hindistan’a geldi. Dalai Lama ile görüştüğünde kendisine hapsedildiği yılları, göğüs gerdiği sıkıntı ve dayakları, katlandığı açlığı ve yalnızlığı ve gördüğü işkenceyi anlattı.
Bir noktada Dalai Lama ona: “Hayatınızın gerçekten tehlikede olduğunu hissettiğiniz bir zaman oldu mu?” diye sordu.
Yaşlı keşiş: “Gerçekte, hakikaten risk altında hissettiğim tek zaman, beni hapsedenlere duyduğum şefkati kaybetme tehlikesini hissettiğim zamandı” dedi.
Bunun gibi hikayeleri duymak bizi genellikle şüpheye ve şaşkınlığa düşürüyor. Hem şefkatli olanları hem de şefkat vasfının kendisini idealleştirmek bize cazip gelebilir. Bu insanları, bize erişilemeyecek güçlere sahip olan azizler olarak hayal ediyoruz. Yine de, büyük ıztırap hikayeleri genellikle gönül yüceliğini bulmuş sıradan insanların hikayeleridir. İçimizdeki uyanmış kalbi keşfetmek için, şefkati idealleştirmemek ya da romantikleştirmemek çok önemlidir. Şefkatimiz, ondan kaçmak yerine acıyla buluşmaya duyduğumuz istekten doğar.
Kendimizi, hayatımızın böylesine vehim bir tehlike altında olduğu durumlarda bulmayabiliriz; yine de acı ve ızdırap hayatımızın inkar edilemez yönleridir. Hiçbirimiz yüreklerimizin etrafına yaşamın zarar veremeyeceği duvarlar inşa edemiyoruz. Bu hayatta karşılaştığımız üzüntü ile karşı karşıya kaldığımızda bir seçeneğimiz var: Kalplerimiz kapanabilir, zihinlerimiz irkilebilir, vücudumuz kasılabilir ve acılı bir reddetme durumunu yaşayan bir kalbi deneyimleyebiliriz. Bunun da yanı sıra bir şeyleri önemsemimizi sağlayan cesareti, dengeyi, sabrı ve bilgeliği beslemek için kendi içimizde derinlere de dalabiliriz.
Bunu yaptığımızda şefkatin bir hâl olmadığını göreceğiz. Şefkat, kırılgan ve öngörülemeyen dünya ile etkileşim kurmanın bir yoludur. Etki alanı yalnızca sevdiğiklerinizin ve önemsediklerinizin dünyası değil, aynı zamanda bizi tehdit edenlerin, rahatsız edenlerin ve bize zarar verenlerin dünyasıdır. Katlanılamaz bir yaşamla karşı karşıya kalan ve asla karşılaşmadığımız sayısız varlığın dünyasıdır.
Bir insanın nihai yolculuğu, kalbimizin ne kadar çok şey kapsayabileceğini keşfetmektir. Acı çektirme ve aynı zamanda acıları iyileştirme kapasitemiz içimizde yan yana yaşar. İyileşme kapasitesini geliştirmeyi seçersek, ki bu her insan hayatının zorluğudur, kalplerimizin çok şey kapsayabileceğini görürüz ve bizi birbirimizden ayıran hizipleşmeleri arttırmak yerine onları iyileştirmeyi öğrenebiliriz.
Tefekkür soruları: Şefkat sizin için ne ifade ediyor? Acıyı iyileştirme kapasitesini geliştirebildiğiniz bir zamanın hikayesini paylaşabilir misiniz? Acıyı iyileştirme kapasitesini geliştirmenize ne yardımcı oluyor?
Christina Feldman is a long-time meditation teacher residing in New England, as a mother and grandmother. Excerpted from this article.