Hayat Doludur Fakat Kalabalık Değildir
Orta yaşlarımda, kendimizden ve doğamızdan iki tane ya da iki farklı açısıyla irademizden iki tane olduğunu fark etmeye başladım. Bakış açıları çok farklı olduğu için, bu süreçte hayatımda iki bakış açısıyla iki benlik arasında gerçekleşen bir mücadele hissettim. Böylece, inişler ve çıkışlar oldu - pek çok iniş ve çıkış.
Sonra bu mücadelenin ortasında bir dağın tepesinde harika bir deneyim yaşadım ve ilk kez iç huzurunun nasıl bir şey olduğunu anladım. Birliği hissettim - bütün insanlarla birlik, bütün yaratılışla birlik. O zamandan beri gerçekten kendimi diğer şeylerden ayrı hissetmedim. Tekrar tekrar bu harika dağın tepesine dönebildim, daha sonra orada daha uzun ve daha da uzun süre kalabildim ve ara sıra sessizce oradan ayrıldım. Sonra uyandığımda ve bir daha asla vadiye inmek zorunda kalmayacağımı anladığımda harika bir sabaha doğmuş oldum.
Benim için mücadelenin bittiğini, sonunda hayatımı vermeyi ya da iç huzuru bulmayı başardığımı biliyordum. Yine bu, geri dönüşü olmayan bir nokta. Asla mücadeleye geri dönemezsin. Mücadele artık bitti çünkü doğru olanı yapacaksın ve bunun için baskıya gerek yok.
Ancak, ilerleme bitmedi. Hayatımın bu üçüncü aşamasında büyük ilerleme kaydedildi fakat sanki hayatınızın yapbozundaki temel figür tam, net ve değişmez ve köşelerdeki diğer parçalar yapboza yerleşmeye devam ediyor. Her zaman büyüyen ve genişleyen bir köşe var ama ilerleme daima uyumludur. Sevgi, barış ve neşe gibi tüm iyi şeylerle sarmalanmışlık hissi vardır. Koruyucu bir çevre gibi gözüküyor ve içinde yüzleşmeniz gerekebilecek her türlü durum için sizi yönlendiren bir sarsılmazlık var.
Dünya size bakabilir ve büyük sorunlarla karşı karşıya kaldığınıza inanabilir ancak her zaman bu sorunların üstesinden kolayca gelebilecek içsel kaynaklar vardır. Hiçbir şey zor gözükmüyor. Sakinlik, dinginlik ve telaşsızlık var - artık hiçbir şey için çabalama ve zorlanma yok. Hayat dolu dolu ve güzel ama hayat hiçbir zaman gereğinden fazla kalabalık değil.
Bu öğrendiğim çok önemli bir şey: Eğer yaşamınız Yaşam Desenindeki rolünüzle uyumluysa ve bu evreni yöneten yasalara itaat ediyorsanız, o zaman hayatınız dolu ve güzeldir ancak kalabalık değildir. Kalabalık olursa, yapman gereken şeyden fazlasını yapıyorsundur, işlerin toplam şemasında yapman gerekenden daha fazlasını.
Tefekkür soruları: Mücadele ve ahenkli ilerleyiş arasındaki ayrımı nasıl anlıyorsunuz? Aşırı kalabalık bir yaşamdan tam ve iyi bir yaşama geçiş yaptığınız zamanın kişisel bir hikayesini paylaşabilir misiniz? Kalabalık olmadan hayatınızı dolu tutmanızda ne yardımcı olur?
Peace Pilgrim, aka Mildred Norman, started walking for a peace pilgrimage in 1953 and stopped counting after 25,000 miles; she kept walking, criss crossing United States six times, walking for her entire life. She carried no money, nor would she accept any. She went without food until it was offered to her or she found it in the wild. She slept wherever she could, such as a bus station or a corn field, if no one offered her a place to sleep.