Bedrock On Which We All Stand


Image of the WeekHepimizin Üzerinde Durduğu Ana Kaya

Senin dünya ve dünyanın da sen olduğunun farkında mısın efendim? Dünya senden ve benden ayrı değil. Hepimizi birbirimize bağlayan ortak bir ilişki bağı var. Çok derinlerde hepimiz tamamen birbirimize bağlıyız. Yüzeyde her şey birbirinden ayrı görünüyor. Ayrı türler, ayrı ırklar, ayrı kültürler ve renkler, ayrı milliyetler, dinler ve siyasetler.

Biraz daha yakından baktığında hepimizin hayat dokusunun bir parçası olduğunu hemen fark edeceksin. Kendimizi bu ilişkilerin yarattığı muhteşem deseninin bir parçası olarak görebildiğimizde milletler, dinler ve politik sistemler arasındaki çatışmalar sona erebilir. Çatışmalar cehaletten doğar. Tüm hayatın birbirine bağlı olduğunu unuttuğumuzda birbirimizi kontrol etmeye çalışırız. İlişkilerin varlığımızın temeli olduğu anlaşılmadığında toplumda ayrışma yaşanır. İlişkiler, üzerinde durduğumuz ana kayalardır.

[" Dinin, politikaların ve ideolojilerin insanlığı yaraladığını söylüyorsun. Bu yaraları nasıl iyileştirebiliriz? Bu bağlantılılık haline nasıl geri dönebiliriz?" diye sordum]

Problemler dinin ve siyasetin de çok derinine gidiyor. Zihinlerimizde, alışkanlıklarımızda ve kendi hayatlarımızda başlıyor. Yüzyıllardır süregelmiş daimi bir koşullanma var. Bu koşullanmaya maruz kalıyoruz ve kendi koşullanmalarımızda kalıyoruz. Yargıların, peşin hükümlerin, beğenilerin ve hoşnutsuzlukların hepsi aynı problemin bir parçası. Gözleyenin gözlenenden, düşünenin düşünceden ayrı olduğuna inanacak şekilde koşullandırılıyoruz. Bu ikilik ve parçalanmışlık tüm çatışmaların, acıların ve eziyetlerin anası. Beni anlıyor musun efendim? Bu çok önemli.

[“Umarım anlıyorumdur. Fakat, ikilikten birliğe nasıl geçebiliriz?” diye sorularıma devam ettim.]

İyileşmenin gerçekleşmesi için teorilerin, formüllerin ve hazır cevapların ötesine geçmemiz lazım. Sessiz olup dikkat kesilmemiz lazım. Sessizlik ve dikkat tefekkür için gerekli temeli hazırlar. Tefekkür parçalanmışlığın yaralarını iyileştiren bir süreçtir. Tefekkür halinde ayrılıklar biter ve birlik ortaya çıkar. Böylece ’ben’ ve ‘sen’, ‘biz’ ve ‘onlar’, ‘iyi’ ve ‘kötü’ arasında artık bir ayrım kalmaz.

Ego, kibir, korku, soyutlanma, güvensizlik ve cehalet olmadığında şifa ve bütünlük vardır.

Tefekkür soruları: Kendi koşullanmalarımıza bakarken dinin ve siyasetin çok daha derinlerine gitmemiz gerektiği fikrine nasıl bakıyorsun? Ne kadar muhteşem hissetirse de kendi yargılarınızın ötesine geçip ilişki kurabildiğiniz bir kişisel anınızı paylaşabilir misiniz? Ayrılığın ötesine geçip bütünlüğe varmanızda size ne yardımcı oluyor?
 

J. Krishnamuti was a great Indian philosopher and sage. The excerpt above is from his dialogues with Satish Kumar, as archived in 'You Are, Therefore I Am.'


Add Your Reflection

10 Past Reflections